Değişen Güvenlik İhtiyaçları ve Kamuoyu

Değişen Güvenlik İhtiyaçları ve Kamuoyu

                                                                                   

       

Siber Alan: Yeni Güvenlik ihtiyaçları ve Türkiye


2022 yılının Haziran’ında yayınlanan NATO Stratejik Konsept’i Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından ortaya çıkmış bir belge olarak hem bölgedeki hem de küresel çapta jeopolitik tehditlerin yanı sıra özellikle yenilikçi ve çığır açan teknolojilerin önemine vurgu yapmaktadır. Gelişen teknolojiler ve bu teknolojilerin kullanımında ise siber alan devletleri ve devlet dışı aktörleri yakından ilgilendirmektedir. Konsept metninin tümünde siber alan ve siber güvenlik tehditlerine önem verildiği, bu alanda kabiliyetlerin gelişmesinin gerekliliği, teknolojik yatırım ve işbirliklerinin altının çizildiği görülmektedir. Özellikle kinetik çatışmalardan ziyade hibrit tehditlerin hem ulusal hem de küresel çapta dayanıklılığın artırılmasını gerektirdiği gerçeğinden hareketle NATO siber güvenlik ile ilgili çalışmaların küresel olmasının önemine dikkat çekmektedir. Hibrit tehditlerin barış ve savaş zamanı arasında herhangi bir fark gözetmediğini de unutmayarak dayanıklılığın artırılması gerekmektedir. Bu çerçevede diğer üye ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de elbette bu konuda politikalar üretilmekte ve güvenlik anlayışının değişiminin yansımaları görülmektedir. 


2010’larda bu alanda kurumsal adımlar atılmış, siber tehditler Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne girmiş, Tübitak ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ortaklığıyla I. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı yapılmış, Bilişim Suçlarıyla Mücadele Daire Başkanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı altında Siber Güvenlik Kurulu oluşturulmuştur. Siber güvenlik 2013-2014 Eylem Planı’nda “işlediği bilginin gizliliği, bütünlüğü veya erişilebilirliği bozulduğunda, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik zarara, ulusal güvenlik açıklarına veya kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek bilişim sistemlerini barındıran altyapılar” şeklinde tanımlanmıştır. 2020 – 2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nda 8 ana başlıkta stratejik amaçlar sıralanmıştır. Bunlar; Kritik Altyapıların Korunması ve Mukavemetin Artırılması, Ulusal Kapasitenin Geliştirilmesi, Organik Siber Güvenlik Ağı, Yeni Nesil Teknolojilerin Güvenliği, Siber Suçlarla Mücadele, Yerli ve Milli Teknolojilerin Geliştirilmesi ve Desteklenmesi, Siber Güvenliğin Milli Güvenliğe Entegrasyonu, Uluslararası İş Birliğinin geliştirilmesidir.


Siber alanda devletler için önemi artan kavramlardan birisi de siber egemenliktir. Siber alan literatürde fiziksel, mantıksal, bilişsel katmanlarda, yani çok katmanlı bir şekilde tanımlanmaktadır. Bütün bu katmanlarda sağlanması gereken güvenlik ve bu güvenliğin kim tarafından sağlanması gerekliliği devletlerin egemenlik alanları, uluslararası hukuk ve normların oluşturulması gibi birçok alanda tartışılmaktadır artık. Örneğin, 2016 ABD seçimleri, Brexit referandumu gibi süreçlerde sosyal medya platformlarının insanların siyasi tercihlerinin illegal yöntemler veya hukuki boşluklardan yararlanılarak yönlendirilmesi gibi meseleler hem devletlerin güvenliği hem de bireylerin güvenliği açısından göz ardı edilemeyecek kadar mühim hale gelmiştir. 2019 yılında ise BM Genel Kurulu’nda Siber Alanda Sorumlu Devlet Davranışını Geliştirmek için Ortak Bir Bildiri yayınlanmış, siber alanın devletler ve devlet-dışı aktörler tarafından demokrasileri, kurumları ve rekabeti zayıflatan bir platform olarak kullandıkları ve bu sebeple de devletlerin bir arada çalışmasının gerekliliğinin altı çizilmiştir. 


Ekonomik, siyasi ve sosyal bakımdan her türlü enformasyonun yayılabildiği ve dezenformasyonun yapılabildiği siber alanlar devletler tarafından kontrol altında tutulmak istenmektedir. Fakat, bu kontrolün de fikir hürriyeti ve temel insan haklarına zarar vermemesi gerekmektedir. Bu çerçevede nasıl bir yöntem ile ulusal ve uluslararası seviyelerde önlemler alınacağı, normlar üretileceği ve anlaşmalara varılabileceği çok tartışmalı alanlardır. Burada sadece otoriter sistemlerin siber alanda egemenlik iddiası değil aynı zamanda ABD gibi liberal demokratik ve ekonomik sistemin güçlü olduğuna inanılan devletlerde de bu tartışmaların hararetli olduğunun altı çizilmelidir. Egemenlik tartışmaları içerisinde büyük şirketler, özellikle büyük veri ve verilerin nasıl toplanacağı ve kullanılacağı meseleleri ile ilgili olarak, devlet dışı aktörler olarak önemli yer tutmaktadırlar. Büyük şirketler içerisinde sosyal medya şirketleri ve bu çerçevede de sosyal medyanın nasıl düzenlenmesi gerekliliği ulusal ve uluslararası platformlarda hararetle konuşulmaktadır. 



Karşılaştırmalı Kamuoyu Sonuçları 


Türkiye – NATO ilişkileri 


Türkiye’nin NATO’dan çıkıp, alternatif güvenlik işbirlikleri içine girmesi çokça tartışılan bir konu olmuş, yazılı ve görsel medyada ABD yerine Rusya ile, hatta daha ileriye giderek NATO yerine Şangay İşbirliği Örgütü’ne girilmesi yönünde yorumlara rastlanmıştır. “Sizce Türkiye NATO üyeliğine alternatif bulmalı mı?” sorusu altında 2018 ve 2021 yılında 12 ilde 1500 kişi bilgisayar destekli telefon görüşmesi (CATI) ile yapılan ankete katılanlara altı farklı ifade hakkında fikirleri sorulmuştur…

 


 Raporun Devamını Okumak İçin Tıklayın